Liderler, Sürdürülebilir Gelecek İçin “Küresel Tarım Forumunda” Buluştu!
WALD olarak Konya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği ve AGRICITIES işbirliği ile 25-27 Mayıs 2022 tarihleri arasında “Küresel Sürdürülebilir Kalkınma, Kentsel Tarım ve Biyoçeşitlilik Forumu”nu Konya’da gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Foruma 16 farklı ülkeden; Kalkınma Bakanları, yerel yönetim temsilcileri ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcileri katılım sağlamışlardır. Üç gün süren forum boyunca; “Değişen İklim, Dönüşen Tarım”, “İklim Değişikliğinin Tarım Sektörü Üzerindeki Etkileri”, “Türkiye’de Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Kalkınma Kapsamında Geleceğe Etkileri” ve “İklim Değişikliğinin Göç Üzerindeki Etkileri (İklim Göçü)” temalı dört oturumla yerel yönetim, uluslararası kuruluş ve kamu kurum temsilcileri sürdürülebilir bir gelecek inşası için atılması gereken adımlar üzerine görüş ve değerlendirmede bulunmuşlardır.
Küresel Tarım Forumu; Konya Valisi Vahdettin ÖZKAN’ın selamlama konuşması ile başladı. Vali ÖZKAN’ın Konya’nın geçmişten günümüze medeniyetlerin merkezinde olan bir şehir olduğunun altını çizdiği konuşmasında, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak böylesine önemli bir foruma ev sahipliği yapmasının da çok anlamlı ve değerli olduğunu vurguladı. Forumun açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen WALD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet DUMAN konuşmasında; “Sürdürülebilir kalkınmaya dair ortak aklı işletme ve yeni bir vizyon ortaya koyma çabası içerisindeyiz. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilikte azalma, pandemi, savaşlar ve gıda krizi günümüz dünyasının en kritik konularını oluşturmakta ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hızlı bir şekilde ulaşılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yerel yönetim ve uluslararası kuruluşların işbirliği ile sürdürülebilir kalkınmaya dair ortak aklı işletme odaklı gerçekleştirilecek “Küresel Tarım Forumu”nu daha yaşanabilir bir dünya inşasında atılmış önemli bir adım olarak addetmekteyim.” ifadelerine yer verdi.
Ev sahibi Belediye Başkanı olarak kürsüye gelen Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim ALTAY da yaptığı selamlama konuşmasında; “İklim değişikliği ve beraberinde getirdiği sorunların göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştığını; yerel yönetimler olarak üzerlerine düşen görevi yerine getirdikleri” ifadelerine yer vermiştir. Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) Başkanı Carlos Martinez MINGUEZ ise “Gelecek nesilleri hayal kırıklığına uğratmamak adına bu forum ile atılan adımın olumlu bir katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi. Küresel Tarım Forumu’nun konuşmacılarından olan Kamerun Dale Belediye Başkanı Datta FATIMETU da yaptığı konuşmada, “Tarımdaki belirsizliklerin bölgelerini tehdit ettiğini ve bu anlamda önlemler almaya gayret ettiklerini” dile getirdi.
Küresel Sürdürülebilir Kalkınma, Kentsel Tarım ve Biyoçeşitlilik Formu ana konuşmacısı BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro RODRIGUEZ ise konuşmasında “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve 2030 gündemi; küresel toplum için adil, yeşil, kapsayıcı, barışçıl, dayanıklı bir kalkınma için ayrıntılı bir planlar bütünüdür” ifadelerinin altını çizdi.
Küresel Tarım Forumu’nun ikinci gününde gerçekleştirilen “Değişen İklim, Dönüşen Tarım” temalı ilk oturumda katılımcılar; iklim değişikliğinin uzun vadede gıda krizine yol açacağı, bunun da iklim savaşlarına ve iklim göçüne zincirleme şekilde etki edeceğine vurgu yaparak, bu anlamda yerelde de aksiyon planları oluşturulmasının gerekliliği konularını tartışmaya açmışlardır.
Günün ikinci oturumunda ise panelistler; “İklim Değişikliğinin Tarım Sektörü Üzerindeki Etkileri” konusunu küresel boyutta ele alarak özellikle, kırılgan topluluklar, iklim değişikliğine bağlı afetlerin gıda güvenliğine etkisi, bitkisel, hayvansal üretim, balıkçılık ve ormancılık alanlarında üretkenliğe tehdit oluşturacak unsurlara dikkat çekerek bu alanlarda çalışmalar yapılmasının önemine vurgu yapmışlardır.
Oturumların sonunda bir konuşma yapan Kamerun Yerel Kalkınma Bakanı Georges Elenga OBAM da “Sürdürülebilir kalkınma dediğimizde iklim değişikliğinin tarım sektörü üzerindeki etkilerinden bahsetmek gerekir. Amacımız bütün bu programlarda yer alan uygulamaları icraata dönüştürmek. Devletlere uluslararası işbirliği anlamında büyük bir iş düşüyor. Sera gazlarının emisyonlarının azaltılması ve ormanların yok edilmesine karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Özellikle gençlerin ve kadınların iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesini son derece önemli buluyorum” dedi.
Küresel Tarım Forumu’nun üçüncü günü; moderatörlüğünü UNDP Türkiye’nin yapmış olduğu “Türkiye’de Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Kalkınma Kapsamında Geleceğe Etkileri” paneli ile başladı. Oturumda; canlı türlerinde yaşanan azalma, tarımda buna bağlı olarak yaşanan gerileme ve İnsani Gelişim Raporu’nda öne çıkan konulara dikkat çekildi.
Oturumun ana konuşmacısı olan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa VINTON biyoçeşitliliğin karşı karşıya kaldığı tehlike ve bunun daha geniş anlamda sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisi üzerine bir konuşma gerçekleştirmiştir. Yerel yönetimlerin karşılaştığımız tehlikelerin çözümünde oynadıkları rolün önemine vurgu yaptığı konuşmasında “İklim Hüznü” kavramının yaşadığımız iklim krizinin sadece biyoçeşitliliğe değil insan psikolojisine olan etkisini de açıkladığını ifade etmiştir. Birçok taahhütümüzün mevcut olduğunu ancak her yeni çıkan raporun gösterilen çabaların yetersiz olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu üzülerek görmekteyiz” dedi.
Oturuma katılan Tarım Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Temsilcisi ise; Türkiye’nin atmosferi kirletme oranının 523 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde olduğunu ve sanayi, ulaştırma ve tarım sektörlerinin en çok kirleten ilk üç sektör olduğu bilgisini paylaşarak, “Tarım sektörünün bu kirletme payındaki yüzdesi %23’tür. Bakanlık olarak doğal karbon yutağı olan toprağı korumaya yönelik önlemler almaktayız” dedi.
Küresel Sürdürülebilir Kalkınma, Kentsel Tarım ve Biyoçeşitlilik Forumu’nun dördüncü ve son oturumu “İklim Değişikliğinin Göç Üzerindeki Etkileri: İklim Göçü” temasıyla UNHCR’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda iklim değişikliğinin; yerinden edilme ile olan ilişkisi ve bu ilişkinin sadece Türkiye ile sınırlı kalmayarak tüm dünyada oluşturacağı etkileri tartışmaya açılmıştır.
Oturumun ana konuşmacısı olan UNHCR Türkiye Temsilci Yardımcısı Daniela CICCHELLA, IFCCC’nin son raporuna göre iklim değişikliği sonucunda yaşanan yerinden edilmelerde bu sene belirgin bir artış görüldüğünü ifade etti. CICCHELLA; “Dünyada göç sorunu yaşayan ilk beş ülkeye baktığımızda, Suriye, Venezuela, Afganistan, Güney Sudan ve Myanmar’ı görmekteyiz. Yaşadığımız iklim değişikliğinden de en çok bu ülkelerin etkilendiğini söyleyebiliriz. Mültecilerin %90’ının; sığınmacıların ise %40’ının iklim değişikliğine karşı dirençsiz olan ülkelerden geldiği gerçeğini biliyoruz.” dedi. CCCHELLA konuşmasında ayrıca; geçtiğimiz yıl Türkiye’de yaşanan iklim değişikliği kaynaklı yangın olaylarına da dikkat çekti.
Konuşmacılar arasında yer alan Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdür Vekili Dr. Gökçe OK da konuşmasında; “Tarımsal alanları ve su kaynaklarını tüketirken insanları ve insanlığı yoruyoruz; medeniyeti hem göç edip hem de göçertiyoruz. Bugün iklim göçünden ziyade; iklim kaynaklı bir göç olgusu ile karşı karşıyayız ve bunun da nihayetinde ekonomik bir göç olduğunu hepimiz bilmeliyiz.” ifadelerinin altını çizdi.
Bu oturumda ayrıca; iklim değişikliği sonucunda yaşanan doğal afetlerin zorunlu göçe yol açmasının krizin en önemli boyutunu teşkil ettiğini; kıt kaynaklar nedeniyle savaş ve çatışmaların çıkmasının ise göçe sebep olabilecek ikinci bir etken olarak karşımıza çıkışı da bir başka başlık olarak değerlendirilmiştir.
Oturumun konuşmacılarından olan Kamerun Kumbo Belediye Başkanı Mborung Vanesius BONGKIYUNG, Kamerun’un ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu ve GSYİH’nin %80’ini tarımın oluşturduğunu belirtmiştir. Kuraklık sonucunda tarım ve hayvancılıkla uğraşan nüfusun büyük bir kısmının kırdan kente göç ettiğine; bunun da kentlerde suç oranlarında artışa sebebiyet verdiğine dikkat çekmiştir.
Konya Hüyük Belediye Başkanı Mehmet ÇİĞDEM de yaptığı konuşmada; tersine göçe dikkat çekerek kentten kırsala bir göç yaşandığını; Hüyük’e hem yerlilerin hem de Hüyük ile herhangi bir bağı olmayan insanların gelerek tarımsal üretime yöneldiklerini ifade etti.